Sürdürülebilir kentsel ulaşım, şehirlerin rekabetçiliğini artıran önemli bir faktördür. Etkili bir ulaşım sistemi, iş, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi sağlarken, birçok şehirde hava kirliliği ve gürültü gibi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Trafik sıkışıklığı, insanların zamanını boşa harcamasına neden olur ve bu durum ekonomik kayıplara yol açar. Fosil yakıtlara dayanan otomobil merkezli kentsel ulaşım sistemleri, muazzam miktarda enerji tüketmekte ve sera gazı (GHG) emisyonlarını önemli ölçüde artırmaktadır. Yol kazaları ise özellikle yaya ve bisiklet gibi savunmasız gruplar üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Ayrıca, milyonlarca kentsel yoksul, güvenli ve etkili ulaşım hizmetlerinden mahrum kalmakta; otomobil sahibi olamayacak durumda oldukları için yetersiz toplu taşıma hizmetlerine ve zayıf yaya altyapısına mahkum kalmaktadır.
Bu raporda kentsel hareketlilik yaklaşımı şu şekilde özetlenebilir: İnsanları harekete geçirmeliyiz, araçları değil! Bu 10 temel ilke, şehirlerin daha yaşanabilir hale gelmesi için sürdürülebilir ulaşım çözümlerini merkezine alarak oluşturulmuştur. GIZ tarafından 2013 yılında başlatılan bu çalışma, 2023’te güncellenerek modern araştırma ve deneyimlerle zenginleştirilmiştir. Bu ilkeler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki şehirlerin ulaşım politikalarını yönlendirmek ve karar alma süreçlerini desteklemek amacıyla geliştirilmiştir. Her bir ilke, şehirlerin mobiliteyi daha sürdürülebilir hale getirecek stratejiler belirlemelerini ve uygulamalarını teşvik etmektedir. Bu bilgiler GIZ’nin 2023 yılında güncellenen “10 İlkesi ile Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım” raporundan alınmıştır.